101 Soruda Tasavvuf

Yayınevi: Duruş Yayınları
Kitap Dili: Türkçe
Kategori: İslami İlimler
Sayfa Sayısı: 297
Ölçüleri: 13,5x21
İlk Baskı: 2022-06-01
Son Baskı:
Baskı Sayısı: 1
ISBN: 978-605-71102-7-5
Barkod: 9786057110275



% 10 indirim
Duruş Fiyatı:
180,00 ₺
200,00 ₺

Genellikle 3-5 gün içinde kargoya verilir.?

Dr. Şeyda Öztürk’ün kaleme aldığı 101 Soruda Tasavvuf adlı eserde tasavvuf ilminin kaynağı, ekollerinin ortaya çıkışı, literatürün oluşma süreci, kavramların ele alınış biçimleri, tarikatlarla ilişkisi gibi birçok konuda akla gelebilecek belli başlı sorulara yanıt aranmış, bu yanıtlar neticesinde gerekli bilgiler okurun istifadesine sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler

Tasavvuf, Sûfî, Seyr-i Sülük, Velî, Velâyet, İnsân-ı Kâmil

Ø  Tasavvufun alanı genellikle "Cibrîl hadisi" olarak bilinen meşhur hadisle açıklanmıştır. Cebrâil (a.s), sahâbeyi bilgilendirmek için Peygamberimize (s.a.s) öncelikle ‘İman ve İslâm nedir?’ sorusunu yönelttikten sonra ‘İhsan nedir, ey Allah’ın Resûlü?’ diye sormuş, Hz. Peygamber "İhsan; Allah’ı görüyormuşcasına ona kulluk etmendir. Zira sen O’nu görmüyorsan da O seni görmektedir" cevabını vermiştir. Tasavvufun çalışma alanını hadis-i şerifte işaret edilen ihsan hâli oluşturmaktadır. Kişinin her an Allah’ın huzurunda olduğu bilinci ile yaşaması, dünya üstünde geçireceği sınırlı zamanını dünya ve ahiret mutluluğu için en doğru istikamette yaşaması tasavvufun temel hedefidir.  Tasavvuf aynı zamanda dinin ihsan boyutunu potansiyelden eyleme çıkarmayı amaçlar. Tasavvuf dinî emirleri yerine getirmenin yanı sıra nefs ve ruh terbiyesini de hedeflediğinden "fıkh-ı bâtın" şeklinde de tanımlanmıştır.

Ø  Fütüvvet hakkındaki ilk sûfî tanımlarına bakıldığın­da kavramın mahiyeti görünür hâle gelir. Nitekim Hasan-ı Basrî’ye göre "fütüvvet" Allah için nefsine düşman olmak, Sehl b. Abdullah’a göre sünnete tabi olmak, Cüneyd-i Bağdâdî’ye göre fakirden kaçma­mak, zenginle çekişmemek; İbnü’l-Arabî’ye göre baş­kasının hak ve menfaati söz konusu olduğunda kendi hakkından feragat etmektir. Mâ’rûf-ı Kerhî’ye göre; fütüvvet ehli yeminsiz sözünde durur, övülmeksizin cömertlik yapar, istenmeden verir. Kâsânî’ye göre ise fütüvvet, kişinin nefsi adına kendinde bir hak gör­memesidir.

Ø  Mutasavvıflar vahdet-i vücûdu idrakin fikir ve nazar yoluyla değil, keşif yoluyla olabileceğinin altını çiz­mişlerdir. Onlara göre vahdet-i vücûd bilgisi sadece sırr-ı tevhîde vasıl olan muhakkiklere açılmış bir bil­gi türüdür, zevkîdir. İfnâ-yı vücûd etmemiş bir sâlik bu irfanî sırra ulaşamaz. Bununla birlikte vâcibu’l-vü­cûd olan Hakk’ın varlığı karşısında mevcûdâtın duru­munu kimi zaman kelâm ilminin verileri, kimi zaman tasavvufi şiirler ve gündelik hayatta müşâhedesi müm­kün olan gölge-akis, suret- ayna gibi örneklerle izah yoluna gitmişlerdir.

Yazar
Yazar Şeyda Öztürk
Kitap Dili
Kitap Dili Türkçe

Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi

Sepetim



"

Sepetiniz Boş

"