101 Soruda Fıkıh

Yayınevi: Duruş Yayınları
Kitap Dili: Türkçe
Kategori: İslami İlimler
Sayfa Sayısı: 220
Ölçüleri: 13,5 x 21 cm
İlk Baskı: 2022-06-01
Son Baskı: 2022
Baskı Sayısı: 1
ISBN: 978-605-71102-3-7
Barkod: 9786057110237

Kitaptan Pasajlar

% 10 indirim
Duruş Fiyatı:
117,00 ₺
130,00 ₺

Genellikle 3-5 gün içinde kargoya verilir.?

Prof. Dr. Ülfet Görgülü’nün kaleme aldığı 101 Soruda Fıkıh adlı eserde fıkıh usûlünün sistematik yapısına, metodolojisine, hükümler ile hüküm verme yetkisinin kime ait olduğuna, İslâm hukukunun kaynaklarına, mezhepler arasındaki ihtilaflara ve daha pek çok hususa dair akla gelebilecek belli başlı sorulara yanıt aranmış, bu yanıtlar neticesinde bilinmesi elzem prensip ve bilgiler okurun istifadesine sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler

Fıkıh, usûl-i fıkıh, ictihad, fetva, icmâ, İslâm Hukuku, fıkıh mezhepleri

Ø  “Fakihin sadece fıkhî meseleleri iyi öğrenmesinin yeterli olmadığını, bildiklerini hayatında uygulaması gerektiğini ifade sadedinde Şîrâzî şöyle demektedir:

‘Mevla’nın helal ve haram kıldıklarını öğrendin. Öğrendiklerinle amel et ki ilim ancak amel ile (kıymetli)dir.’”

 

Ø  “Resûlullah Efendimiz (s.a.s) gerektiğinde ictihadda bulunduğu gibi sahâbeyi de ictihad yapmaya teşvik etmekteydi. Nitekim sahâbî Muâz b. Cebel’i Yemen’e görevli gönderirken ona karşılaştığı meselelerde ne ile hükmedeceğini sormuş, Muâz Allah’ın Kitabı’yla hükmedeceğini söylemişti. Resûlullah ‘Allah’ın Kitabı’nda hükmünü bulamazsan?’ diye sorunca Muâz, ‘Allah Resûlü’nün sünnetine göre’ demiş; Efendimizin (s.a.s) ‘Allah Rasûlü’nün sünnetinde de bulamazsan?’ sorusu üzerine ise ‘Re’yimle ictihad ederim, ama vazgeçmem’ şeklinde cevap vermişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber eliyle Muâz’ın göğsüne vurmuş, ‘Resûlü’nün elçisini, Resûlü’nün hoşnut olacağı şeye muvaffak kılan Allah’a hamdolsun’ buyurarak cevaptan duyduğu memnuniyeti dile getirmişti (Ebû Dâvûd, “Akdiye”, 11). Muâz hadisi Hz. Peygamber’in ashabını ictihad konusunda desteklemesi yanında fıkhî bir hükme ulaşırken izlenecek usûlü göstermesi bakımından da son derece önemlidir.”

 

Ø  “Fıkıh ilminin teori ve kurallar üzerine inşa edilmeyip çeşitli meselelerin tikel olarak çözüme kavuşturulması yöntemiyle sürmesinin, onun dogmatik ve kuralcı bir yapı kazanmasının önüne geçtiği söylenebilir. Bu özellik İslâm hukukunun farklı durum ve olaylara en uygun hukuki çözümler üretebilmesine imkân vererek gelişimini kolaylaştırmış, ona işlerlik kazandırmıştır.”

 

Ø  “Fıkıh literatüründe konuların mukayeseli olarak ele alındığı eserlerde mezhep görüşlerinin delilleriyle zikredilmesi, hükümlerin doktriner tartışmalarının yapılması, ilke ve kurallara yer verilmesiyle zengin bir içerik oluşmuştur. Bununla beraber modern zamanlara kadar fıkıh literatüründe kazuistik metodun hâkim olduğu, furû-i fıkhın bütün konularının belli bir sistematik çerçeve içinde işlendiği görülmektedir. Modern dönemde ise fıkıh alanında yürütülen araştırmalarda meseleci yöntemden ziyade, İslâm hukukçularının temel hukuki konulara ilişkin görüşlerini ortaya koyma, genel teori belirleme, pozitif hukukla mukayese etme gibi metotlarla çalışıldığı söylenebilir.”

 

Ø  “Fıkıh ve İslâm hukuku arasında hem düzenledikleri alanlar hem içerdikleri kuralların türü bakımından fark bulunmaktadır. İslâm hukuku kavramı fıkhın öncelikli konusu olan ibadetleri içermediği gibi subjektif ahlak kurallarının konusu olan insanın sadece kendisine yönelik yükümlülüklerini de kapsamaz. Buna göre örneğin; intihar etmek fıkıh tarafından haram kabul edilmekte ve subjektif ahlak kuralları açısından kınanmaktayken böyle bir eylem hukukun konusunu teşkil etmez.”

 

Ø  “İnsan Allah’a kulluk etmek üzere yaratıldığı için (ez-Zâriyât 51/56) fıkıh kitapları öncelikle bu yükümlülüğü ifade eden ibadet konularıyla başlar. Daha sonra evlenme, alışveriş, şirketler, yargılama gibi hak ve borç ilişkileriyle ilgili hükümleri içeren muameleler ele alınır. Ardından suçlar ve bunlar için öngörülen cezalarla ilgili hükümlere yer verilir. Son olarak genellikle insanın ölümüyle devreye giren vasiyet ve miras (ferâiz) konularına değinilir. Mirası fıkıhtan bağımsız bir ilim saydıkları için bazı âlimler fıkıh kitaplarında bu konuya yer vermemişlerdir.”

Yazar
Yazar Ülfet Görgülü
Kitap Dili
Kitap Dili Türkçe

Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi

Sepetim



"

Sepetiniz Boş

"